-
1 sarmak
1. تلفف [تَلَفَّفَ]Anlamı: çevrelemek, etrafını sarmak2. درج [دَرَجَ]Anlamı: çevresini çevirmek3. درج [دَرَّجَ]Anlamı: çevresini çevirmek4. لف [لَفَّ]Anlamı: çevresini çevirmek -
2 درج
IدَرَجmerdivenIIدَرَجَ1. gitmekAnlamı: yürümek, yol almak2. gezmekAnlamı: hava almak, hoş vakit geçirmek için seyran etmek3. sarmakAnlamı: çevresini çevirmek4. dolamakAnlamı: iplik, şerit, tel gibi nesneleri bir şey üzerine döndürerek sarmak5. dürmekدَرْجtopAnlamı: belli miktardaki kumaş bağıIVدُرْجçekmeceVدَرَّجَ1. sarmakAnlamı: çevresini çevirmek2. dürmek3. dolamakAnlamı: iplik, şerit, tel gibi nesneleri bir şey üzerine döndürerek sarmak -
3 لف
لَفَّ1. sarmalamakAnlamı: çok sıkı sarmak2. bohçalamak3. zarflamakAnlamı: zarf içine koymak4. kılıflamakAnlamı: kılıf koymak5. sarmakAnlamı: çevresini çevirmek6. ambalajlamakAnlamı: ambalaj yapmak7. dürmek8. dolamakAnlamı: iplik, şerit, tel gibi nesneleri bir şey üzerine döndürerek sarmak -
4 окружать
несов.; сов. - окружи́ть1) тк. несов. kucaklamak, çevrili olmakстрану́ с трёх сторо́н окружа́ют моря́ — ülkenin üç yanı denizle çevrili
го́ры, окружа́ющие равни́ну — ovayı kucaklayan dağlar
2) тк. несов. (составлять общество кого-л.) çevresini oluşturmakкто вас (сейча́с) окружа́ет? — çevrenizdekiler kim(ler)dir?
его́ окружа́ли то́лько и́збранные — çevresindekiler hep seçkin kimselerdi
во вре́мя пое́здки нас окружа́ли о́чень ми́лые лю́ди — yolculuk sırasında temas ettiklerimiz çok sevimli insanlardı
3) тк. несов., перен., в соч.его́ окружа́ет всео́бщее уваже́ние — herkes tarafından saygı görüyor
4) çevresini sarmak / almak, çevirmek, ortaya almakеё тут же окружа́ть и́ли де́ти — onun çevresini derhal çocuklar sardı
5) (стеной, забором и т. п.) çevirmekокружа́ть что-л. рвом — bir şeyin çevresine hendek açmak
6) kuşatmak; çembere / çember içine almak; kordon altına almak ( оцеплять)окружа́ть проти́вника — düşmanı kuşatmak / çembere almak
окружи́ть го́род — şehri kuşatmak
7) в соч.они́ окружи́ли сироту́ любо́вью и ла́ской — öksüze karşı sıcak sevgi ve şefkat göstermeye başladılar
-
5 tour
In f1 construction kule [ku'le]2 gratte-ciel gökdelen [ɟœcde'len]3 aux échecs kule [ku'le]IIn m1 contour çevre [ʧev'ɾe]2 faire le tour de dolanmak3 promenade dolaş4 rotation çevirme [ʧeviɾ'me]5 astuce elçabukluğu6 jouer un tour à qqn birine oyun oynamak7 bon moment sıra bekleme◊C'est ton tour. — Senin sıran.
♦ à tour de rôle sırayla♦ tour à tour sırasıyla◊Il est tour à tour drôle ou triste. — O sırasıyla neşeli veya üzgündür.
8 dans une élection seçim turu9 évolution yol alma -
6 encircle
v. çevrelemek, kuşatmak, çembere almak, sarmak, kucaklamak, çevirmek, etrafını çevirmek* * *1. etrafını çevir 2. kuşat* * *[in'sə:kl](to surround: Enemies encircled him.) çevresini sarmak -
7 umschließen
umschließen*irr vt1) ( umgeben) çevrelemek, etrafını almak(-in)2) ( umzingeln) kuşatmak, çevirmek, çevresini sarmak(-in)3) ( einschließen) kaplamak
См. также в других словарях:
çevirmek — i 1) Bir şeyin yönünü değiştirmek Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi. Y. Z. Ortaç 2) Öteki yüzünü görünür duruma getirmek Sermet defterinin yapraklarını çeviriyordu. Ö. Seyfettin 3) Döndürerek hareket ettirmek Resimleri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sarmak — i, ar 1) Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek 2) Kuşatmak, çevirmek, ihata etmek Ordu düşmanı sardı. 3) Dolayında yer almak 4) Yayılıp etkisi altına almak, kaplamak Kültür düşüklüğündeki çöküş, yaygın bir hastalık gibi sarar toplumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuşatmak — i 1) Çevresini sarmak, çevrelemek, çevirmek, abluka etmek, ablukaya almak, ihata etmek, muhasara etmek Denize bakan yönü ile yan sınırlarını rüzgârı kesen sık kargılıklar kuşatıyordu. N. Cumalı 2) Çevrelemek, çokça bulunmak 3) Kaplamak Fabrika… … Çağatay Osmanlı Sözlük